21 Ekim 2009 Çarşamba

Ölü Kahraman






Nefes nefeseydim ne yöne kaçacağımı şaşırmıştım her yer kapkaranlıktı çünkü
Sadece durmadan koşuyordum,koşuyordum,koşuyordum.
Ormanlık bir alandı burası ama tam olarak neresi bilmiyorum
Sadece bir şeyen kaçıyordum
Ama neyden? Kovalayan birileri yada bir şey olmalıydı
O kadar karanlıktı ki hiç bir şey göremiyordum
Sadece bütün gücümle koşuyordum
Hayret hiç yorulmuyordum
Nefes nefeseydim ama yorulmamıştım nedense
Bir ara durup etrafa bakındım sadece ağaçlar vardı
Kocaman upuzun ağaçlar
Hayret etrafta hiç bişey yokken ve kapkaranlıkken ne kadar da rahatım
Hiç korkmuyordum beni korkutan tek şey kaçtığım şeydi
Etraf korkutucu gelmiyordu nedense

Tekrar koşmaya başladım nefes nefese kaldım yine
Ama hala neyden kaçtığımı bilmiyordum
Sonra birden bir karartı gördüm bir ağacın arkasında
Beni izliyordu hatta beni o kovalıyordu
Ondan kaçıyordum evet evet artık emindim
Bir karartıdan kaçıyordum
Ne olduğu bilmiyordum ama kötü bişey olduğunu hissediyordum
Peki neden kovalıyordu beni
Ne yapmıştım ki ben ona
Ne istiyordu acaba benden
Hem düşünüyordum hem de kaçıyordum
Tuhaf olan ben olağanca gücümle koşuyordum ama o sadece yürüyordu ve hep arkamdaydı
Sanki istese beni yakalaya bilirdi ama istemiyor gibiydi
Anlayamadım bir türlü
Neden yakalayabilecekken yakalamıyordu?
Madem yakalamayacaktı neden kovalıyordu?
Ve ben neden kaçıyordum?
Buna bir türlü anlam veremedim
Büyük bir hırsla kaçmaya devam ediyordum

Birden bi ev çıktı karşıma küçük bahçeli bir evdi bu
Çok tanıdık geliyordu ama bir türlü neresi olduğunu hatırlayamıyordum
İçeri girmeli miydim yoksa oradan bir an önce kaçmalı mıydım
Belki birileri bana yardım edebilirdi içerde
Koruyabilirlerdi belki beni o karanlık şeyden
Kapıya yaklaştım eski demirden yapılma bir kapıydı bu
Küçük bir cam vardı mozaik bir cam..
Hayret bir şeyler hatırlatıyordu bana bu cam
Ama ne?
Kapı kendiliğinden açıldı kimse yoktu sanırım evde
Ama ginede girip bir yerlere saklanmalıydım
Kaçmalıydım beni kovalayan şeyden
İçeri girdim çok eski yeşil koltuklar vardı
Işığı yakamam burada olduğumu anlar yoksa..
Etraf çok karanlık
Dışarıda beni kovalayan şey mi daha korkutucu yoksa burasımı karar veremedim
Ama yinede içerde ilerlemeye devam ettim
Bir vitrin vardı kahve rengi çok eski bir vitrin
Üstünde de çok eski renkli televizyonların yeni çıktığı zamandan kaldığını tahmin ettiğim bir televizyon vardı
Birden açıldı televizyon terete1 çekiyordu sadece
Belki de özel kanalın sadece star olduğu zamanlardan kalma bir televizyondu
Bir kadın haber sunuyordu ama ne dediğini anlayamıyordum
Zaten görüntü de bir gidip bir geliyordu
Salon olduğunu düşündüğüm odadan başka bir odaya doğru ilerledim
Çok küçük bir bölüm vardı diğer odayla arada
Mutfağa benziyordu çok kullanışsız ilkel bir mutfaktı burası
Sonra birden bir kadın belirdi mutfakta yanında da ufak bir kız vardı
Bir şeyler yapıyorlardı
Merhaba diye seslendim ama bana cevap vermediler
Hatta beni görmüyorlardı bile
Neden görünmüyordum acaba?
Neden duymuyorlardı sesimi?
Kadın cam bir kapla ocakta bir şey pişiriyordu
Küçük kızda yanında bişeyler söyleyip duruyordu
Kadın birden bağırmaya başladı
" Hep senin yüzünden hepsi senin suçun tepemde konuşup duruyorsun gördün mü bak patladı cam hep senin suçun"
Kız çok korkmuş bir şekilde yanımdan koşup gitti
Kadında arkasından bakıyordu
Bana çok tanıdık geliyordu her şey bu olay bu insanlar
Ama hatırlayamadım bir türlü
Bahçeye küçük kızın yanına doğru yürüdüm sonra
Çok ilginç bir bahçeydi
Bir gül ağacı,erik ağacı,ne olduğunu bilmediğim bir ağaç ve kiraz ağacı vardı
Kız erik ağacına yaptıkları salıncakta hem ağlıyor hem de sallanıyordu
Yanına doğru yürümeye başladım
Bir merdiven vardı çatıya çıkmayı sağlayan
Çok eski bir merdivendi
Sanki bir basamak çıksam kırılacaktı
Çok istedim çıkmayı ama vazgeçtim sonra
Kıza doğru yürümeye devam ettim
Yanına gittim ama o beni görmüyordu
Ağlıyordu ve sallanıyordu sadece
" Benim suçum değil, isteyerek yapmadım" diyordu ağlarken de ara ara
Karşısına geçtim sonra çok tanıdık geliyordu çünkü
Uzun uzun baktım yüzüne
"Kimsin sen? Duy lütfen sesimi nereden tanıyorum seni?"
Hiç cevap yok hayalettim sanki duymuyordu beni bir türlü ne yaparsam yapayım görmüyordu beni
Sonra bir kız geldi yanına ondan daha büyük
Ağaca çıktı ve dalın üstüne oturdu elinde bir şey yiyordu çekirdekti bu sanırım
Bende hayretle ona bakıyordum
Bitişiğindeki evden de bi kadın bağırıyordu
" İn oradan düşeceksin! Şımarık piçler ne olacak bıktım sizden ne zaman defolup gideceksiniz"
Büyük yeşil demir kapıyı çarpıp içeri girdi sonra
Yüzü aynı bir maymunu hatırlatan ve her nedense bir anda kinle yüzüne baktığım bu kadın çok tanıdık geldi bana
Herkes çok tanıdıktı ama bir türlü çıkartamıyordum kim olduklarını
Beynimi o kadar çok zorluyordum
Ama nedense hatırlayamıyordum
Kimsiniz siz? Beni neden göremiyor ve duyamıyorsunuz?
Yada ben kimim ve buraya nasıl geldim?
Beni kovalayan gölge geldi bir anda aklıma
Nasılda unutmuştum onu
Görünmüyordu ama etrafta... Kurtulmuş muydum yoksa ondan
Umarım öyledir..
Ben bunları düşünürken çocukların annesi olduğunu düşündüğüm kadın bahçeye geldi
Salıncakta sallanan küçük kızın yanına gitti ve kucağına aldı
" Özür dilerim bebeğim seni üzmek istememiştim ama sende çok konuşup sinirimi bozdun"
dedi ve içeri götürdü küçük kızı
Abla hala ağacın dalında oturuyor ve çekirdek yiyordu
İçeri doğru yürümeye başladım tekrar
Kapıdan tam içeri girdim salonda bir adam bağırıyordu
Bir şeylere çok kızmış olmalıydı ama ne söylediğini anlayamıyordum
Boğuk boğuk çıkıyordu çünkü sesi
Kadın da hem korkuyor hem de ona cevap veriyordu
Adam gerçekten çok sinirliydi
Bütün damarları gerilmiş dışarı çıkmaya çalışıyordu sanki
Gözleri kıpkırmızıydı ateş saçıyordu etrafa
Sonra kadın elinde kırmızı bir leğenle bahçeye çıktı
Çamaşır yıkayacaktı sanırım
Büyük kız da ağaçtan indi ve yardım etti annesine
Küçük kız oyuncaklarıyla oynuyordu yanlarında
Birden telefon çalmaya başladı
Baba içerden bağırıyordu " Biri şu lanet telefona baksın"
Küçük kız içeri koştu hemen bende arkasından girdim
Adam koltuğa uzanmış yatıyordu
Şaşırmıştım doğrusu
Neden kendi o müstakbel kıçını koltuktan kaldırıp da bakmamıştı ki telefona
Kız telefonun ahizesini kaldırdı
Bir süre durduktan sonra " hayır öyle biri yok yanlış numara" dedi ve telefonu kapattı
Tam bahçeye doğru yürümeye başladı ki adam " kimmiş" dedi
Küçük kız korkarak " yanlış numara" dedi
Adam birden yerinden kalktı ve kıza " şu kapıyı kapat ve buraya gel hemen" dedi
Kız korkudan titreyerek salonun bahçeye açılan kapısını kapattı ve babasının yanına doğru yürüdü
O kadar çok korkuyordu ki titrediğini görebiliyordum
Adam sessizce kıza "sakın bağırayım deme" dedi ve yüzüne bir tokat indirdi
O kadar şaşırmıştım ki gözlerim yuvalarından fırladı her yerim titremeye başladı
Bişeyler yapmalıydım ama ne?
Adam kızı dövmeye devam etti yere fırlattı yüzüne yüzüne tekme savuruyordu
Kız da babasının sözünü dinliyor bağırmıyordu
Adam ateş saçan gözleriyle kızı tekmelemeye devam ediyordu
Çıldırmak üzereydim
" Hayırrrr yapma ne olur bırak o çok küçük daha yapma lütfen" diye bağırıyordum
Ama beni hiç duymuyordu acımasızca darbeler indirip " Demek yanlış numaraydı ha yalancı orospular" diye söyleniyordu
Kapıya doğru bakıyordum çaresizce
Biri gelsin ne olur biri duyup gelsin ve kurtarsın
Kimse gelmiyordu ama kimse duymuyordu çünkü sesleri
O kadar sessizlerdi ki küçük kız o kadar çok korkuyordu ki
Sanki bağırsa çığlık atsa ölecekti daha çok dövecekti
Belkide öyle sanıyordu çünkü o daha çok küçüktü
Bu kadar acımasızca dövülmeyi hak edecek ne yapmış olabilirdi ki
Adam acımasızca yüzünü yumrukluyordu hala
Sonunda yoruldu ve bıraktı
Kız ağzı yüzü kan içinde sessiz hıçkırıklarla ağlıyordu
Kalkamadı bir süre yerinden ne suçunun ne olduğunu oda bilmiyordu
Belkide artık çok alışmıştı bu duruma yadırgamıyordu
Bir süre sonra zorla da olsa yerinden kalktı ve bahçeye doğru yürüdü
Bende arkasından gittim
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum,burnum akıyordu içime çekiyordum kısa aralıklarla
Anne ve abla hala çamaşır yıkıyorlardı
Küçük kız sendeleyerek yanlarına gitti
Kadın kızını o halde görünce şok geçirdi
" Yine ne oldu ne yaptın da dövdü o şerefsiz adam seni nasıl kıydı sana orospu çocuğu " diye sessizce söylenirken bir yandan da ağlıyordu
Ama o kadar sessizlerdi ki seslerini duysa onları da dövecek diye korkuyorlardı sanırım
İşte o an dışarının daha güvenli olduğuna karar verdim
Ne yapıp edip çıkmalıydım bu evden
Keşke o küçük kızı da götürebilseydim yanımda
Koruyabilseydim keşke onu
İçeri girdim tekrar dışarı çıkmalıydım çünkü
Salona girdim adam hala koltuğa yayılmış televizyon izliyordu
O kadar çirkindi ki nefretle baktım yüzüne
Keşke o an beni görebilseydi
Nefretimi hissedebilseydi keşke
Dış kapıya doğru ilerledim
Tam kapıyı açıp çıkacaktım ki kapının camından o gölgeyi gördüm
Bana doğru bakıyordu
O an ne yapacağımı şaşırdım içeri doğru koştum tekrar
Dipteki diğer odaya doğru koştum
İçeri girdim nefes nefese kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu
Kimdi o? Ne istiyordu benden?
Bu oda salondan daha büyüktü
Bir büyük yatak vardı sadece
Kocaman ve bembeyazdı
O eve ait gibi değildi çok yeni ve çok güzeldi
Tavana takıldı gözüm tahtalar vardı uzun uzun boydan boya tahtalar
Tam yatağın üstün de de bir halat vardı
Birisi intihar edecekti sanırım ama kim?
Şaşkın şaşkın yukarıya doğru bakıyordum ki kadın içeri girdi
Çok güzel bir yüzü vardı bembeyazdı
O kadar beyazdı ki bu eski ve pis evde elmas gibi parlıyordu
Çok mutsuzdu ağlıyordu
Yatağa oturdu ve ağlamaya devam etti
Yoksa o mu hazırlamıştı ilmeği
Yok canım olamaz bu
Çocuklarını bu acımasız dünyada yalnız bırakamaz
O öyle bir anne değil buna eminim..
Ağlamaya devam ediyordu o kadar çok mutsuzdu ki
Kalbime milyonlarca iğne batıyordu sanki ona bakarken
Bişeyler yapmalıydım
Mutlu olması için bişeyler yapmalıydım
Ama beni ne görüyor ne de duyabiliyordu
Bir anda yatağın üstüne çıktı
Ne yapacağımı şaşırmıştım
Ona engel olmalıydım ama nasıl?
Bir süre bekledi hem ağlıyor hemde ilmeğe bakıyordu
O an da o halatın salıncağın ipi olduğunu anladım
Yavaş yavaş boynuna geçirdi ilmeği
Boş boş etrafa bakıyor ve ağlıyordu
Çok korkuyordu çocuklarını düşünüyordu belki de
O yokken onların başına gelecekleri
Çekecekleri işkenceleri
Daha bi hıçkırarak ağlıyordu şimdi de
O anda kapı açıldı ve büyük kız girdi içeri
Önce boş boş baktı
Gördüğü şeyin gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu galiba
Sonra birden bir çığlık patlattı
" Anneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee"
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ikisi de
Bende ağlamaya başladım sonra
İğneler kalbimi paramparça ediyorlardı
Sanki hançer şeklinde dövme yapıyordu birileri kalbime
İğneler batıp batıp çıkıyordu
Kadın boynundan ilmiği çıkarttı sonra ne yapacağını şaşırdı çünkü
Belkide sevinçten ağlıyordu şimdi de
Kızı içeri girip intiharına engel oldu diye
Birbirlerine sarılıp ağlamaya devam ettiler
Bende ağlıyordum ama mutluydum
Hiç olmadığım kadar mutlu
Kalbim sadece sızlıyordu
Dövme bitmişti sanırım öyle bir acı vardı çünkü kalbimde..

Bir anda her şey değişti
Oda aynı odaydı ama her yerde aynalar vardı
Küçük, büyük, boydan boya aynalar
Ne tarafa dönsem kendimi görüyordum
Bu durum canımı çok sıktı!
Çıkmalıydım bu odadan bir an önce
Kapıya doğru gittim ama kilitliydi
Açılmıyordu o kadar zorlamama rağmen
Kim kilitledi bu lanet olası kapıyı??
" Çıkarın beni buradan" diye bağırmaya başladım
Kimse cevap vermiyordu
Evden hiç ses gelmiyordu zaten
Tekrar odaya doğru döndüm
Bana bakıyordu bütün yansımalarım
Birden bişey oldu
Aynaların birinde küçük kız beliriverdi
Bana bakıyordu yaşlı ve masum gözleriyle
Ona doğru yürüdüm yavaş yavaş
Elimi uzattım oda aynı anda bana elini uzattı
Gülümsedik aynı anda
Sanki beni taklit ediyordu
Ben ne yaparsam onu yapıyordu
Ağzımı açtım oda açtı aynı anda
Şaşkın şaşkın bakıyorduk birbirimize
" Ne oluyor burada neden taklidimi yapıyorsun" dedim
Ama sesim aynı anda yankılandı
Benim gibi davranıyordu
Bu durum bir süre sonra sinirlerimi bozmaya başladı
" Ne yapmaya çalışıyorsun sen?" dedim sinirli sinirli
O da aynı mimiklerle aynı anda konuşuyordu benimle
Bu nasıl olurdu ama
O düpedüz benim yansımamdı (!)
Arkamı dönüp diğer aynalara doğru baktım hepsinde o vardı
Şaşkın şaşkın birbirimize bakıyorduk
Ağlamaya başladım
Sinirlerim çok bozulmuştu çünkü
Korkuyordum da üstelik
Nasıl bir evdi burası?
Nereye gelmiştim ben?
Odamı evimi özledim bir anda
O an sanki hiç geri dönemeyecekmişim gibi geldi
O kadar çok korktum ki hıçkıra hıçkıra ağlıyordum
Küçük kız da benimle aynı anda ağlıyordu
O benim aksimdi
Bunun başka bir açıklaması olamazdı
Yoksa.... Yoksa o ben miydi?
Hayırrr hayırrr bu imkansız olmaz bu!
Ama ya öyleyse nasıl olur ki böyle bir şey
O bendim evet
İşte bu yüzden tanıdık gelmişti bana
Bu ev bu insanlar
Aman Tanrım!!
Burası benim çocukluğumdaki ev
Bunlar benim anılarım
Peki nasıl olurda tanıyamadım nasıl hatırlayamadım?
Buraya nasıl geldim?
Bir sürü soru ve şaşkınlık vardı etrafımda
Ne yapacaktım peki şimdi
Nasıl kurtulacaktım bu lanet yerden
Kapıda kilitli...
Birden yansımam değişti
Karşımda beni kovalayan o korkunç siyah gölge duruyordu
Bana doğru bakıyordu
O kadar çok korktum ki nefes alamadım bir süre
O bana baktıkça geri geri yürüyordum
Gözümü ondan ayıramıyordum ve kaçacak bir yer arıyordum
Birden arkamda bir şeye çarptım ve bir hırsla döndüm
Buda başka bir aynaydı ve karşımda o korkunç gölge vardı yine
Bana bakıyordu pis pis
Ne tarafa kaçacağımı şaşırdım
Her yerdeydi
Bana bakıyordu hiç kımıldamadan
Birden bire belirginleşmeye başladı
Canlanıyordu sanki
Neye dönüşeceğini merak ediyordum bir o kadar da korkuyordum
Kimdi o acaba ve neden peşimi bırakmıyordu?
Şekiller belirginleşmeye başladı
Siyah şortlu siyah badili siyah saçlı bir kızdı bu
" Aman Tanrım!! Bu olamaz!! "
Bu benim bu benim yansımam..
Bu nasıl olur ama?
Ben.... Ben....
Anlayamıyorum bir türlü
Ben şaşkınlığımı hala üstümden atamazken birden görüntümün yanında küçük kız beliri verdi
Benim küçüklüğümdü bu
Bir türlü kim olduğunu hatırlayamadığım çocukluğum..
El ele tutuşmuş bana bakıyorlardı
Gülümsüyorlardı
Çok mutlulardı
Neden bu kadar mutlulardı peki?
Neden bana gülümseyerek bakıyorlardı?
Çok şaşkın ve huzursuzdum
Ne yapacağımı bilemiyordum
Ne yapacaktım şimdi nasıl kurtulacaktım burdan?
Gülmeye başladı görüntüm
Kahkaha atıyordu
Sinirlenmeye başladım
" Ne istiyorsunuz benden ne? "
Gözlerimden yaşlar süzülüyordu yavaş yavaş
Hiç konuşmuyor sadece bakıp gülüyordu
Çocukluğum da şaşırmıştı yansımama bakıyordu korkmuş bir şekilde
Yüzündeki tebessüm silini verdi yansımamın kahkağasıyla birlikte
Bişeyler yapmalıydım kurtulmalıydım ondan
Ellerini çocukluğumun saçlarına götürdü
Okşamaya başladı saçlarını
Çok korkuyordum nedenini bilmiyordum ama korkuyordum sadece
Elerini boynuna doğru indirdi yavaş yavaş
Hem gülüyor ve bana bakıyordu
Hemde çocukluğumun boynunu okşuyordu
Birden iki eliyle birden boynumu sıkmaya başladı
Çırpınıyordu küçücük vücudum bağıramıyordu ama
" Hayırrrrrrrrrrrrr ..... Yapma lütfen...lütfen..lütfen
Ne istersen yaparım çocukluğumu rahat bırak lütfennn"
Hiç cevap vermeden boğmaya devam ediyordu beni
Bişeyler yapmalıydım
Bişeyler yapmalıydım bir an önce
Yoksa öldürecekti
"Tanrım yardım et ne olur ne yapabilirim bir yol göster"
Bir an da yapabileceğim tek şeyin aynayı kırmak olduğuna karar verdim
Yumrukladım... Yumrukladım..
Ama hiç bir işe yaramadı
Aldım yere fırlattım.. Üstünde zıpladım.. Tekmeler savurdum
Hiç bir işe yaramadı..
O hala kahkaha atıyor ve boğuyordu çocukluğumu
Gözüme ilerdeki bir sandalye ilişti
Hemen koşarak onu aldım ve aynaya doğru fırlattım
Kırılmadı yine
Vurdum... Vurdum... Vurdum
Bütün gücümle vurdum..
Kırıldı sonunda Ama daha bir sürü ayna vardı
Ve ben sadece birtanesini kırabilmiştim
O hala diğer aynalardan bana bakıyor gülüyor ve çocukluğumu öldürmeye çalışıyordu
Çaresizce yere çöktüm ve hıçkırarak yalvarmaya başladım
" Yapma ne olur durrr lütfennn.. lütfenn.."
Nasıl olduğunu anlayamadan elime kırık bir ayna parçası aldım
Ağlamaya devam ediyor ve bileğime sürtüyordum ayna parçasını
Ben bileğimi bilinçsiz bir şekilde kesmeye çalışırken birden o küçük ayna parçasında kendi yansımamı gördüm
Yüzümde garip bir tebessüm vardı
Siyah makyajım akmış gotik bir hava vermişti bana
Çok sevmiştim bu halimi gülmeye başladım bu yüzden
Bir rahatlama doldu içime
Yere yığıldım yavaş yavaş
Her yer kıpkırmızıydı
Seviyordum siyahla kırmızıyı bir arada kullanmayı
Çok uyumlu olmuştuk şuan da
Tek eksikti sanki kırmızı ve tamamlanmıştı oda
Huzur dolmuştu içime
Yüzümde saçma sapan bir gülümseme vardı
Yansımama baktım göz ucuyla
Çok sinirli bakıyordu bana doğru
Emeline ulaşmasını engellemiştim çünkü
Yavaş yavaş silinmeye başladı aynadan görüntüsü
Çocukluğum bana doğru bakıyordu huzur dolu yüzüyle
Oda da kendimi gördüm sonra başımda dikilmiş bana doğru bakıyordu
Çok mutlu görünüyordu huzurluydu...
Çocukluğum da beliri verdi birden yanımda
Gülümseyerek bakıyordu yüzüme
Elini tuttu ruhumun ve aynaya doğru yürümeye başladılar
Odaya birden güneş doğmuştu sanki
Bir huzur vardı o eski korkunç anılarla dolu odada
Aynanın içine girdiler sonra ve bana el sallamaya başladılar
Bende çok istiyordum el sallamayı ama gücüm kalmamıştı
Bütün kanım boşalmıştı
Bütün oda kırmızıya boyanmıştı
Her yerden kan fışkırıyordu sanki
Kendi kanımda boğuluyordum
Nefes alışım giderek yavaşladı
Sona yaklaşmıştım ama mutluydum
Bir kahramandım çünkü
Yıllar sonra bile olsa çocukluğunu kurtaran güçsüz ölü bir kahramandım..

Elma Şekeri



Bu sabahların bir anlamı olmalı diyip duruyorum her gözümü açışımda
Rüzgarlar bile yalan söylüyorlar bana
Her gece kulağıma bir şeyler fısıldayıp beni avutacaklarını sanıyorlar
Oysa ki ben siyah balonlarımla uçmak istiyorum sadece
Rüzgarlar bana yardım eder mi ki acaba?
Savurur musunuz beni istediğim yere?
Yalan söylemeyin ama sakın yine bana
Sabahların güzel olacağına inandırmaya kalmayın artık beni
Görmüyor musunuz inanmıyorum artık size de
İstemiyorum kulağıma fısıldadığınız ninnileri
Bebek miyim ki hem ben
Şekerle de kandıramazsınız küçük yüreğimi
Elma şekeri olabilir belki
Kırmızı hissettiriyor çünkü o bana
Dilimi kırmızıya boyuyor
Dudaklarımı da
Acaba kırmızı ruj sürsem elma gibi kokar mıyım
Keşke 12'den sonra elma şekerine dönüşsem
Söz veriyorum kırmızı oje de süreceğim
Tüm kırmızılar orospu dedi bir gece kulağıma biri
Oysaki kırmızıyı çok severim ben
Umay umay'ın da dediği gibi " her aşk bir orospu yaratıyor"
Belki de bu yüzden orospudur tüm kırmızılar
Yitiriyoruz çünkü her ayrılışta ahlak anlayışımızı
Bütün güç elimizde olsun diye orospulaşıyoruz
Ama sadece kendimizi kandırıyoruz
Kırmızılar sarsa da her yanımızı iyileştiremez hiç bir şey kanayan yaramızı...

Boş ver tüm bunları rüzgar
Hadi uçur beni
Fon da da Urge Overkill " Girl you'll be a women soon" olsun
Bağıra bağıra söyleyelim uçarken
Kırmızı rujumda olsun dudağım da
Ama söz ver bana rüzgar bir daha yalan söylemeyeceksin bana
12'den sonra elma şekeri olacağım
Söz ver bana rüzgar
İzin vermeyeceksin kırmızılarımı çalmalarına
Beni AŞK'a inandıran o kırmızılar çünkü
Yitiremem onları da
Elimden kayıp gitmelerine izin veremem
Sabahlarım hep anlamsız olmamalı
Kırmızı anlamlar yüklemeliyim her şeye
Tıpkı dudaklarım gibi
Kırmızı kelimeler dökülmeli ağzımdan
AŞK kokmalı hepsi..
AŞK solumalıyım kırmızı kırmızı
Şekere bulanmalı yüzüm
Tatlı kokmalı bütün vücudum
Kırmızı olmalı saçlarım da
Ancak o zaman elma şekeri olabilirim
Ancak o zaman Aşık olabilirim
Söz ver bana rüzgar
Bir daha yalan sözler fısıldamayacaksın kulağıma
12'den sonra elma şekeri olacağım...